küçük kasabalardan büyük şehirlere doğru yollar değişiyor...insanlar değişiyor...hikayeler değişiyor…küçük bir kasabada bir öğrencinin
kot pantolonunu terziye götürmesi ve paçalarını kısalttırmak istemesi üzerine
terzi amcanın kot pantolondaki diğer tüm yırtıkları “ayyy yazık parası yok
herhalde” diyerek dikmesinde ki iyi niyet ve samimiyet beni gülümsetirken büyük
şehre doğru yol aldıkça deniz kenarında iki yaşındaki bir çocuğun elini sahilde
sürekli hiç bırakmadan tutan bir anne beni sinirlendiriyor…bir çocuk için en
güvenli yer taşlıklı sahildir diye anlatmak çok zor bu anneye…
bazen herkesin düşüncesine ve yaşam şekline saygı duymak ne
kadar zor geliyor…ve ne kadar sıkıcı çift var çevrede…uzaktan kısık gözlerle
bile izlerken sıkılıyorum…
ve çokta çetrefil değil aslında mutluluk…öncesinde kalabalık
bir aile…ve evet bütün kalabalık ve mutlu aileler birbirine benziyor…sonrasında
sıyrılıp kalabalıktan biraz deniz…çokça müzik…çokça kelimeler…işte hepsi bu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder